Bir Anne, Oğlunun Sevgisini Paylaşmazsa

Bir Anne, Oğlunun Sevgisini Paylaşmazsa

Bir Annenin Kalbinde Başlayan Hikâye

Bir anne…
Oğlunu kucağına aldığında, hayatın anlamı avuçlarına sığmış gibidir.
Kalbindeki en derin yere eker onu, canından can yapar.
Oğul büyüdükçe, anne de onunla büyür;
her adımında bir korku, her gülüşünde bir umut taşır.
Yüreğini öylesine verir ki, fark etmeden kendi varlığını unutur.
Çünkü anne olmak, bazen kendini sessizce feda etmektir.
Ama zaman, en güçlü bağları bile sınar.
Bir gün o oğul, kalbini başka birine açar.
Bir kadının gözlerinde yeni bir anlam bulur.
Ve işte o anda, görünmez bir çizgi çekilir iki kadın arasına…
Biri oğlunu kaybetmekten korkar,
diğeri sevdiğini kazanmak ister.

Yutan Anne Sendromu: Sevgiyle Gelen Sahiplenme

Bazı anneler, oğlunun sevgisini paylaşmayı bilmez.
Sevgi, içlerinde koruyucu bir güçten ziyade bir “hak” duygusuna dönüşür.
Oğlunun ilgisini kaybetmemek için farkında olmadan sınırlar çizer,
gelinle arasına görünmez duvarlar örer.
Bu durum, psikolojide “yutan anne sendromu” olarak tanımlanır.
Yutan anne, oğlunu sevmekten çok “sahiplenir.”
Onun mutluluğunu, kendi varlığının uzantısı gibi görür.
Oğlunun seçimlerine, hatta evliliğine bile müdahale eder.
Oysa gerçek sevgi, sahip olmak değil; özgür bırakabilmektir.

Anne – Gelin – Oğul Üçgeninde Duygusal Çatışma

Bir yanda anne vardır;
onun sevgisi, kökleri toprağın derinliklerine inmiş bir çınar gibidir.
Diğer yanda ise gelin;
yeni filizler veren bir bahar dalı.
Oğul ise, bu iki mevsim arasında kalır.
Bir yanda geçmişin sıcaklığı, diğer yanda geleceğin umudu…
Kayınvalide aslında gelini değil,
gelinle birlikte gelen değişimi kıskanır.
Oğlunun artık bir başkasına yaslanmasını,
bir başkasına “canım” demesini kabullenemez.
Ama hayatın doğası budur:
Bir anne, oğluna sevgiyi öğretir;
bir kadın, o sevginin yönünü değiştirir.

Gerçek Sevgi Paylaştıkça Çoğalır

Bir anne, oğlunun sevgisini paylaşmayı öğrendiğinde,
onu yalnızlıktan kurtarır.
Çünkü sevgiyi bölüştüğünde kaybetmez;
tam tersine, oğlunun mutluluğunda kendini yeniden bulur.
Sevgi, bir yarış değildir.
Ama bazen en çok sevenin bile
kaybettiği bir savaşa dönüşür.
O savaşta ne anne kazanır ne gelin…
Sadece yorgun kalpler, kırık cümleler,
ve tamamlanamayan bir sevgi hikâyesi kalır geriye.
Bir anne, oğlunun sevgisini paylaşmazsa,
onun yalnızlığını miras bırakır.
Ama paylaşmayı öğrenirse,
oğluna huzur dolu bir yuva,
kendine ise minnetle anılan bir isim bırakır.

Son Söz: Sevgi Yarış Değil, Emanettir

Her anne bilmelidir ki;
oğlunun kalbindeki yer, kimse tarafından alınmaz.
Sadece biçim değiştirir, büyür, olgunlaşır.
Gerçek annelik, sevgiyi paylaşabilmekle başlar.
Çünkü sevgi, paylaşıldıkça tükenmez,
aksine, ölümsüzleşir.

Uzman Psikolog Burçin Demirkan

“Dünyanın En Kötü İnsanı”: Julie’nin Hikâyesi Bize Ne Söylüyor?

“Dünyanın En Kötü İnsanı”: Julie’nin Hikâyesi Bize Ne Söylüyor?

Ve Neden Birçok Kişi Bu Hikâyede Kendini Buluyor? Julie…Parçalanmış bir ailede büyüyen, sevgiyi eksik öğrenmiş, yön ...

Yetişkin DEHB Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Yaşam Kalitesine Etkileri

Yetişkin DEHB Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Yaşam Kalitesine Etkileri

Yetişkin DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu), çocukluk döneminde başlayan ancak birçok kişide yetişkinlikte de devam eden ...

İlişkinizi Güçlendiren Tartışmalar

İlişkinizi Güçlendiren Tartışmalar

Eşler arasında tartışmaların yaşanması gayet normaldir. Farklı düşünmek, insan doğasının bir parçasıdır. Herkesin fikirleri, duygusal ...